28 Haziran 2018 Perşembe

yağmura not

dışarıdan odaya camı aralayıp yumuşak, güzel bir yağmur sesi giriyor. kelimelerde boğulmuşum, yorgunum. tek düşündüğüm dizlerine başımı koyup ellerini saçlarımda hissetmek. tüm toz, kir sokaklardan akıp giderken ben de ellerinle temizlenirim, ellerini tuttukça değmez çamurlar parmaklarıma, yağmurlardan sonra.  göz yaşlarına yağmur damlalarından daha fazla anlam yüklemem ben; bırakırım aksınlar, yıkasınlar ikimizi. hâlâ hissedebiliyorken, iliklerine kadar işlemek bir sevgiyi ne güzel. bu benim sevme biçimim; koca bir sevgiyi koynumda da sırtımda da taşırım inandıktan sonra. ama yalnızca kendime inanırım. çünkü dünya durmaz, fısıldar kulağıma: “sevme”, “düşünme”, “dileme”, “bekleme!”

yine de düşünmeden edemem, tecrübelerin ve beklentilerin gözlerine çektiği kara perdeleri açıp da bir görsen beni, içimi. ne bileyim, farklı olur muydu anım hafızandaki? yalnızca hafızanda güzel kalmak bile yeterdi.

yine de dilemeden edemem gelmeni, gel sarıl, beni koru pisliklerden. aciz değilim ama ellerini sırtımda hissetmeye ihtiyacım var.

sevmeden, beklemeden gidemem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder